2008 bütçe konuşması

Eylül 2, 2010  

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun 2008 yılı bütçesi üzerinde AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, hepimizin bildiği gibi, Kredi ve Yurtlar Kurumu iki temel alanda hizmet veriyor. Bunlardan bir tanesi, gerek ekonomik açıdan yeterli olmayan öğrencilerimize sosyal, kültürel ve sportif gelişmelerini tamamlamak üzere verilen burs, kredi ve katkı kredisi, diğer yanda da öğrencilerimizin daha iyi şartlarda beslenmesi ve barınmasını amaçlayan yurt hizmetleri.

Değerli arkadaşlarım, şunu peşinen söylemek lazım: Bugüne kadar gelen bütün hükûmetler yükseköğrenim dalında, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu alanında gayretli çalışmalar yapmıştır. Hepsini takdirle anmak görevimiz, ancak 2002 yılında iktidara gelen AK Parti, yükseköğrenim öğrencilerinin gerek beslenmesi ve barınması gerekse burs ve kredi imkânları konusunda gerçekten Türkiye’de devrim niteliğinde artışlar ve gelişmeler sağlamıştır.

Bakınız, 2002 yılında bu kurumun bütçesi 494 milyon yeni Türk lirasıyken, 2007’de 1 milyar 977 milyon yeni Türk lirasına çıkmıştır, yani, 2 katrilyona gelmiştir, 2008’de de 2 katrilyonu geçen, 2 milyar 24 milyon yeni Türk lirasına ulaşmıştır. Peki, bu bütçe, acaba, sadece cari harcamalara mı kullanılmış, yoksa, direkt öğrencilerimize burs, kredi, beslenme ve barınma yardımı olarak mı verilmiştir?

Evet değerli arkadaşlar, bu kredinin önemli bir kısmı, kendi imkânlarıyla okumakta zorlanan öğrencilerimize karşılıksız burs veya kendi imkânlarıyla okumak konusunda destek talep edenlere kredi ve üniversitelere yatırılması gereken -bizim öğrenciliğimiz zamanında harç diye tabir edilen, şu anda katkı kredisi olan- katkı kredisi verilmiştir.

Bakınız, 2002 yılında 45 YTL olan öğrenci bursu, 2007 itibariyle 150 YTL’dir, 2008’de inşallah 160 YTL olacaktır. Yani, 2002’de, üç ayda bir bankaya gidip, bankadan 135 YTL çeken bir yükseköğrenim öğrencimiz, bugün her ay bankadan 160 YTL çekmektedir, burs, kredi olarak. Bu, önemli bir değişimdir. Bu, neredeyse dört kata yaklaşan bir artıştır.

Değerli arkadaşlarım, burada, bütçenin ne kadar arttığını uzun uzun anlatmaya gerek yok, rakamlarla da zamanınızı almak istemiyorum, ancak, şunu ifade etmek istiyorum: Gerek beslenme alanında gerek barınma alanında bir vizyon değişikliği olmuştur. Şimdiye kadar 8-10 kişilik odalarda öğrencilerimiz gerçekten sosyal imkânlardan yoksun halde yaşarken, 2002’den sonra bu anlayış tamamen değişmiş, 1, 2, 3, 4 kişilik odalarda, içerisinde buzdolabı, televizyonu, telefonu, banyo-tuvaleti olan, duşu olan modern yurtlar meydana getirilmiştir. Bu yurtlardan da özellikle şehit ve gazi çocukları, görme özürlü, kolu-bacağı olmayan engelli insanlarımız, öğrencilerimiz, özellikle Türk cumhuriyetlerinden gelen öğrencilerimiz…

Bakın burada biraz önce muhalefete mensup bir arkadaşımız yurt dışındaki okullarla ilgili bazı ifadeler kullandı.

Değerli arkadaşlar, bu okullar Türkiye’nin medarıiftiharıdır. Bu okullar, Türkiye’de, dünyada İstiklal Marşı’nı, Türk Bayrağı’nı, Atatürk’ü, Türkiye’nin muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma idealine hizmet eden okullardır. Ayrıca dünyada dostluğun, kardeşliğin, barışın pekişmesi için mücadele veren ve Anadolu’nun gönüllü insanları tarafından kurulan okullardır.

Değerli arkadaşlarım, bu okulların kıymetini merhum Özal anladı, Sayın Demirel anladı, merhum Ecevit anladı, Rusya anladı, Moğolistan anladı, Kenya anladı, Uganda anladı, bir tek bizim Cumhuriyet Halk Partisi anlamadı.

Bir de şunu ifade etmek istiyorum…

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’deki bütün okullar devletin gözetim ve denetimi altındadır. 28 Şubat sürecinin en yoğun döneminde kaç tane yurt kapanmıştır? Kaç tane okul hakkında işlem yapılmıştır. Bu okullar tamamen devletin gözetim ve denetimi altında olan okullardır. Bu okullara yapılan haksızlık millete yapılan haksızlıktır. Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Hükûmetimiz döneminde Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Doğu Karadeniz’e pozitif ayrımcılık yapılmıştır. Evet, yıllardır geri kalan bu bölgemizde eğitimde daha fazla okullaşma, daha fazla öğretmen, daha fazla destek, daha fazla bilgi teknolojisi, daha fazla bilgisayar sınıfı uygulamasına geçilmiştir.

Şemdinli-Şişli benzetmesi, evet Şişli’de hangi teknolojik altyapı varsa, Şemdinli’de de aynı teknolojik altyapı olacaktır.

Bunu başka yere çekmenin hiçbir anlamı yoktur. Ben bu vesileyle Kredi Yurtlar Kurumunun değerli çalışanlarına, Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum ve 2008 bütçemizin, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.