HEDEFİMİZ DÜNYANIN EN BÜYÜK İLK 10 EKONOMİSİ ARASINA GİRMEK
Kasım 16, 2014
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Hatay Valiliği’nce Antakya’da gerçekleştirilen “Hatay Sanayisini Değerlendirme Toplantısı” öncesinde yaptığı konuşmada, Hatay’ın birlikte yaşama kültürünün ve hoşgörünün adeta abideleştiği muhteşem bir şehir olduğunu, buranın aynı zamanda girişimci, sanayici ve iş adamıyla Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine, kalkınmasına, ülkenin muasır medeniyet seviyesine ulaşma idealine her gün daha fazla katkı veren önemli bir sanayi şehri olduğunu kaydetti.
Girişimcisi, müteşebbisi olmayan, ülkesi için çalışma, gayret etme, risk alma iddiası olmayan hiçbir ülkenin kalkınmasının mümkün olmadığının altını çizen Işık, şunları söyledi:
“Devlet eliyle kalkınma bugüne kadar hiç başarılı olmadı. Bir ülkenin eğer girişimcisi yoksa o ülkenin kalkınma şansı da yok. Bunu bazı ülkeler çok erken keşfettiler. Bugün dünya ekonomisinde çok ciddi ağırlığı olan ülkelerden bazıları bu gerçeği ta 17. yüzyılda tespit ettiler ve adeta devlet eliyle girişimci oluşturdular. Bunun en güzel örneklerinden biri Japonya’dır. 17. yüzyılda artık dünya ticaretinin genişlemeye, büyümeye başlamasıyla Japonlar baktılar ki bu ticaretten bizim pay almamız lazım. Ama bu işten pay almamızı sağlayacak girişimcimiz yok. O dönemde tüccarlar toplumun en itibarsız kesimi. Bir strateji oluşturdular, o dönemde en itibarlı mesleği samuraylık, askerlik. Askerlikten istifa edip ticarete atılanlara ciddi sermayeler, destekler verdiler. O gün izlenen politika bugün dünyada Japonya’yı en güçlü ekonomisi olan ilk ülkeler arasına yerleştirdi. Girişimcisi olmayan ülkenin bu başarıyı yakalama şansı yok. Daha sonra bunu pek çok dünya ülkesi izledi. Bunun örneklerinden biri de Güney Kore’dir. O açıdan bir ülkenin sanayicisi ve iş adamı gerçekten çalışıyor, gayret ediyor, risk alıyorsa o ülke hak ettiği yere gelir. Dolayısıyla aslında, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının temel aktörleri sizlersiniz. Hatay ekonomisi sizlerin omuzlarında. Türkiye ekonomisi de sizler gibi bir bütün sanayici ve iş adamlarımızın omuzunda. Birlikte çalışacağız ve başaracağız.”
Krizleri fırsata çevirme noktasında Türkiye’nin gerçekten başarılı sınavlar verdiğini belirten Işık, en fazla ders çıkaran kitlenin de sanayici ve iş adamları olduğunu ifade etti.
En son 2001 krizini Türkiye olarak fırsata çevirmeyi başardığımızı vurgulayan Işık, gelinen noktanın dünyada, Türk sanayicisi, iş adamının, ihracatçısının mal satmadığı bir tek ülke bulunmadığını, bunun büyük bir başarı olduğunu kaydetti.
– “Hedef, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmek”
2002’deki ihracatımızın 36 milyar dolar olduğunu ifade eden Işık, şöyle devam etti:
“Şu anda, bu sene inşallah 160 milyar doları geçeceğiz. Ama bunları da yeterli görmüyoruz. Diyoruz ki 2023’de dünya ekonomisi süper ligine katılmak, oraya ulaşmak durumundayız. Hedefimiz dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmek. Bunu başarabiliriz. Bunun için mutlaka atmamız gereken bazı önemli adımlar var. Şu anda biz AK Parti iktidarı olarak 2002 yılından bu yana üretime dayanan sağlam bir ekonomi için ciddi bir mücadele veriyoruz. Önce ülkenin makro dengelerini oturtmakla ilgili son derece önemli adımları attık ve Allah’a şükürler olsun bugün Türkiye, makro ekonomik istikrarı sağlam bir ülkedir. Türkiye artık kamu borçlarından kaynaklanan bir riskle karşı karşıya değildir. Gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 73’ü kadar borçlu olan bir kamudan, şu anda gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 35’leri seviyesinde borçlu olan bir kamuya geçtik çok şükür. Bütçe açıkları konusunda Türkiye son derece disiplinli, mali bütçe anlayışıyla bugün artık Avrupa’da en az bütçe açığı veren ülkelerden bir tanesi haline geldi. Burada hiç popülist davranmıyoruz. Bakın bu yıl iki tane seçim geçirdik, hiçbir şekilde popülist bir bütçe anlayışıyla hareket etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Makro ekonomik dengeler iş adamlarımız için olmazsa olmazdır. Orada bir bozulma olursa, yatırım iştahı azalır, yatırımın maliyeti yükselir, her türlü maliyet yükselir. Bunun için burada çok dikkatli davranıyoruz.”
– “Cari açık problemimiz var”
Bazı sorunların da farkında olduklarını aktaran Işık, bunlardan en önemlisinin tasarruf açığı olduğunu, tasarruf eden bir ülke olmadığımızı kaydetti.
Kendi eş değerdeki, aynı sınıftaki ülkeler arasında en az tasarruf oranına sahip ülkelerden bir tanesi olduğumuzu vurgulayan Işık, “Cari açık problemimiz var. Ama cari açığın ülke ekonomisi açısında bir risk teşkil etmemesi için de bazen büyümeyi azaltma pahasına da olsa gerekli tedbirleri de gerektiği anda almaktan çekinmiyoruz. Sonunda 2002’den beri uyguladığımız ekonomi politikalar pek çok kez test edildi. Her yıl Türkiye’de bir kriz çıkacak diye bağıran, çağıran oluyor. Ama 2008 ekonomik krizi dahi bu ülkeyi teğet geçtiyse bu tesadüfü değildir. Bu ekonomide atılan sağlam adımların sonucudur” diye konuştu.
Türkiye’nin artık ekonomide yeni bir sıçrama dönemi yaşadığını, 62. hükümet programında bunun bütün detaylarını yazdıklarını kaydeden Işık, 500 milyar dolar ihracat, 2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla, kişi başına 25 bin dolar gelirin temel hedeflerden olduğunu, bunlara kendi kendiliğinden varılamayacağını, bunun için atılması gereken önemli adımlar olduğunu, burada temel önceliğin üretime dayalı yeni bir ekonomik sıçrama olduğunu kaydetti.
Yeni yapısal dönüşüm programının temelinde, Türkiye’de üretimin niteliğini artırıp, teknolojik dönüşümü sağlamanın yer aldığını ifade eden Işık, Türkiye’nin daha nitelikli üretim için teknolojiyi çok daha fazla kullanması gerektiğini aktardı.
Hatay Valisi Ercan Topaca’nın da konuşma yaptığı toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Eski Adalet Bakanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, belediye başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve iş adamları da katıldı.