DEMOKRASİLERDE TEHDİT İŞE YARAMAZ
Mayıs 29, 2015
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, demokrasilerde tehdidin işe yaramadığını, tehdit ederek insanların oyunu etkilemenin, insanları korkutmanın, demokraside acizliğin göstergesi olduğunu belirtti.
Işık, İzmit’te bir restoranda düzenlenen programda, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, “TSE’de 80 yöneticinin görevden alındığına” dair basında çıkan haberlerle ilgili sorusu üzerine Işık, TSE Başkanı’nın milletvekili olmak için istifa ettiğini hatırlatarak, bunun üzerine TSE’nin 11 Mayısta genel kurulunu yaptığını ve yeni başkanını seçtiğini söyledi.
Işık, başkan seçildikten sonra genel sekreterin görevden ayrıldığını ve yerine başkasının atandığı bilgisini vererek, “80 değişiklik denen bildiğim kadarıyla 70 tanesi müdürlerin kendi birimleri arasındaki yer değişikliği, öyle görevden alma falan değil. Yani bir şubeye bakan biri, bir başka şubeye geçmiş. Biraz TSE’nin kendi iç işlevi diyelim. Birkaç tane arkadaşımız başkanlık müşavirliği kadrolarına alındı. Yani bir özlük hakkı kaybı olmadan görev değişikliği yapıldı” diye konuştu.
Bunun yeni başkan ve genel sekreterin takdiri olduğunu ama bir mağduriyetin oluşmaması noktasında çok hassas olduklarını vurgulayan Işık, şu anda kendisine gelen bilgilerin de ilgili kişilerin rızalarıyla görev değiştirdikleri yönünde olduğunu söyledi. Işık, bunların kamuoyunda çok büyük yankı uyandıracak değişiklikler olmadığını kaydetti.
Kocaeli’deki otomotiv işçilerinin eylemi
Işık, Ford Otosan işçilerinin sürdürdüğü eyleme ilişkin, işçilerin taleplerini haksız talepler olarak görmediğini ama bu talebin müzakeresini üretim devam ederken yapmanın hem işçilerin hem de Türkiye ekonomisinin lehine olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani üretim devam etsin. Zira bu fabrikalarımızın uluslararası yükümlülükleri var. Bunlar sadece Türkiye’nin kendi şirketleri değil, aynı zamanda bir büyük zincirin halkası. Bir global markanın Türkiye’deki üretim tesisi. Toplu sözleşme yapıldıktan sonra bu eylemler başlayınca, ‘Beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalabilirim. Ben iyisi mi üretimin bir kısmını riskimi azaltmak için Brezilya’ya kaydırayım, Hindistan’a kaydırayım, Çin’e kaydırayım’ gibi bir yaklaşım ortaya çıkarsa bunun bedeli bizim açımızdan ağır olur. Hem işçimiz açısından hem şehrimiz açısından hem de ülke ekonomisi açısından ağır olur.”
Fabrika yöneticileriyle görüştüğünü ve işçilerin taleplerini değerlendirmelerini istediğini anlatan Işık, “Bu açıdan çağrım mutlaka görüşmeler sürsün ama üretim de biran önce başlasın. Otomotiv sektörü Türkiye açısından en önemli sektörlerden biri. Buradaki rekabet gücümüzü ve yatırım avantajımızı kaybetmemeliyiz. Eğer bunu kaybedersek yarın çok ciddi sıkıntı yaşayabiliriz. Bunun için işverene çağrım; müzakereleri sürdürün, arkadaşlarımızın taleplerine kulak verin. İşçiye çağrım; biran önce üretime başlayın, üretim devam ederken müzakereleri sürdürün ve bir noktada inşallah buluşun” şeklinde konuştu.
“Demokrasilerde tehdit işe yaramaz”
Bakan Işık, bir gazetecinin “HDP’nin ‘barajı aşamazsak Türkiye karışır’ açıklamasına ne diyorsunuz” sorusuna, “Bu tercihi HDP’nin kendisi yaptı. Daha önce 2007 ve 2011’de seçime bağımsız adaylarla girdiler, bu seçimde ‘parti olarak giriyoruz’ dediler. Dolayısıyla tercih kendilerinin. Çıkacak sonuç da kabullenmeleri gereken bir sonuç. Barajı aşarlarsa ne ala, barajı aşamazlarsa bir sonraki seçimde Türkiye inşallah bir anayasa değişikliğini yapar, hem temsilde adalet hem de yönetimde istikrar temelli bir yapıyı Türkiye’de kurarız ve bu kadar yüksek oranlı bir yüzde 10 barajı değil de yönetimde istikrarı, temsilde adaleti garanti altına alan daha düşük bir baraj oranıyla partiler seçime girerler ama tercih HDP’nin tercihi olduğu için sonuçlarına katlanması gereken kendisidir” karşılığını verdi.
“Türkiye karışır” açıklamasının boş tehdit olduğunu aktaran Işık, “Demokrasilerde tehdit işe yaramaz. Tehdit ederek insanların oyunu etkilemek, insanları korkutmak demokraside acizliğin göstergesidir. Eğer bu tehdidi yapıyorlarsa bilin ki barajı aşıp aşmama noktasında çok ciddi bir korkuları, endişeleri ve hatta ciddi tereddütleri olduğunu gösterir ama bunun demokrasilerde hiçbir karşılığı olmaz” ifadesini kullandı.
“Bu seçim dönemi bir hayli ilginç geçiyor”
Işık, bir gazetecinin Mısır’da verilen Mursi’nin idam kararı sonrasında Hürriyet Gazetesi’nin attığı manşeti hatırlatması üzerine, şunları söyledi:
“Bu seçim dönemi bir hayli ilginç geçiyor. Özellikle bir medya grubunun muhalefetin yapamadığı muhalefeti yapma misyonunu üstlenmiş olmasını siz de görüyorsunuz. Artık gazetelerinde de açıkça daha önce birkaç gazetenin yıllardır yaptığı muhalefeti birebir yapma noktasına geldi. Bu tabii seçmenin vereceği bir karardır ama bunu yaparken antidemokratik imalarda bulunmak en hafif tabiriyle basın açısından çok büyük bir talihsizliktir, talihsizliğin ötesinde bir durumdur. Bu ülke antidemokratik uygulamalardan çok çekmiş bir ülke. Başbakanını ve iki bakanını şehit vermiş bir ülke. Buralarda iması dahi toplumda büyük infial oluşturur ki öyle oldu. Burada özellikle bu tavrı ben halkımızın ferasetine ve basiretine bırakıyorum.”
“Şu an 7-8 gazete hakaret etmeyi bile geçen bir yayını sürdürüyor”
“Sabah gazeteleri ele aldığınızda Türkiye’de yazılanları, çizilenleri acaba dünyanın hangi ülkesinde bu kadar özgürce yazılıp, çizildiğini lütfen kendinize sorun” diyen Işık, “Gazete ismi vermiyorum ama şu an Türkiye’de en 7-8 gazete bırakın basın özgürlüğünü, bırakın haber verme hürriyetini hakaret etmeyi bile geçen bir yayını özellikle sürdürüyorlar. Bu Türkiye’de aslında demokrasinin geldiği noktayı gösteriyor. Yani bu kadar bir ülkenin cumhurbaşkanına, başbakanına, ülkenin idarecilerine bu kadar açık, alenen hakaret etmeyi başka bir ülkede ben zannetmiyorum, en demokratik ülkelerde bile bu kesinlikle basın özgürlüğünün kapsamına girmez” değerlendirmesinde bulundu.
Işık, “Paralel Devlet Yapılanması”nın, şu anda hangi bölgede kim AK Parti’nin karşısında en güçlüyse buna yönelik destek verme stratejisi olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de AK Parti’nin karşısında bir kitle partisi bulunmadığını, üç partinin de bölgesel parti olduğunu söyledi.
Yurtdışı anketlerde CHP’nin dördüncü parti olduğuna dikkat çeken Işık, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir ülkenin Anamuhalefet partisi o ülkenin gurbetçileri içerisinde de Anamuhalefet partisi olmalı değil mi? Acaba neden olmuyor? AK Parti’nin şu anda 3 ilde milletvekili yok ama CHP’nin 30’un üzerinde ilde hiç milletvekili yok. MHP’de bu rakam daha da yüksek. HDP’de zaten milletvekili olan il sayısı çok az. Dolayısıyla paralel yapı bölgesel olarak AK Parti karşısındaki en güçlü partiyi destekleme noktasında. Ama şu anda muhalefetin ortaya koyduğu strateji de belliki paralel yapıyla birlikte hareket etme stratejisi. Burada ben kararı milletimizin vereceğine inanıyorum.”