TÜRKİYE 90’LARA DÖNMEYECEK
Haziran 10, 2016
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın kapsamının tamamen terörle mücadele olduğunu belirterek, “Bu kanunla ilgili başka yerlere kanunu çekmeye çalışmak haksız ve mesnetsiz bir yaklaşım olacaktır.” dedi.
TBMM Milli Savunma Komisyonu, AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt başkanlığında toplandı. Komisyonda, “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” görüşüldü.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na ilişkin sunum yaptı.
Işık, Milli Savunma Komisyonunun geleneğinde, toplantı öncesinde isteyen üyelere uzmanlar tarafından bilgilendirme yapılmasının olduğunu belirterek, “Grupların arzusu üzerine bilgilendirme toplantısı yapılır ve bu gayri resmidir, hukuki bağlayıcılığı yoktur, Komisyon görüşmelerini etkileyecek durumu yoktur. Komisyon toplantısı yerine ikame edilecek toplantı değildir. Eğer HDP bundan sonraki kanunlarla ilgili ‘bize de önceden bilgi verin’ derse biz HDP’yi de bilgilendiririz. Bunun başka alana çekilmesini şık bulmam, hukukun çiğnenmesini hele hele hiç şık bulmam.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Işık, tasarının, terörle mücadelede yerel planlamanın yetersiz kaldığı, Genelkurmay Başkanlığının merkezi planlamasına ihtiyaç duyulduğu hallerde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlendirilmesinin hukuki altyapısını oluşturmak, belirsizliği ortadan kaldırmak, yaptıkları işlerde güven içinde hareket edebilmeleri, bu işlerden ileride haksız ve mesnetsiz ithamlara maruz kalmalarını önlemek maksadıyla terörle mücadele görevini yürüten kamu görevlilerine hukuki koruma getirmek amacıyla hazırlandığını anlattı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, terörle mücadelede genel kolluk kuvvetlerine destek olarak kullanıldığını hatırlatan Işık, “Bu kanunun kapsamı tamamen terörle mücadeledir. Bu kanunla ilgili başka yerlere kanunu çekmeye çalışmak haksız ve mesnetsiz bir yaklaşım olacaktır.” dedi.
Tasarı hükümleri hakkında bilgi veren Bakan Işık, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, tereddüt içinde kalmadan etkin şekilde görevlerini yerine getirebilmeleri ve güncel ihtiyaçlara göre düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Milli Savunma Bakanı Işık, “tasarı ile EMASYA Protokolü’nün tekrar canlandırılacağı” iddialarının tamamen asılsız olduğunu söyledi.
Işık, askeri birliklerin terörle mücadelede görevlendirilmesinin 29 Temmuz 1996’da yapılan yasal düzenlemeyle değiştirildiğini, o dönem ilgili kanun hükmüne “gerekli görünen diğer hususlar” ifadesiyle askerin yetkilerinin kapsamının genişletildiğini belirtti.
Görüşülen tasarıyla askerin görevlerinin net şekilde belirlendiğini vurgulayan Işık, “Tasarıyla askerin yetkili kılındığı tek alan operasyonun icra alanıdır. Onu da takdir edersiniz ki vali yapamaz. Bu operasyon icrasında yeni düzenlemeyle getirilen valilerin gözetim ve izlemesidir. Her yönüyle sivil iradenin hakim olduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın yetkilerinin sadece askeri operasyonla sınırlandırıldığı bir düzenleme getiriyoruz. Bunu EMASYA ile ilişkilendirmek, düzenlemeye haksızlıktır.” diye konuştu.
Tasarıyla sadece operasyonun icra yetkisinin askeri kademelere bırakıldığını, onun dışında her türlü yetkinin sivil otorite olduğunu yineleyen Bakan Işık, sivil ve askeri yetkilerin de tamamen Bakanlar Kurulunun belirlediği usul ve esaslara göre yürütüleceğini söyledi.
-“Düzenlemenin, EMASYA ile uzaktan, yakından alakası yok”
Askerlerden tasarıyı hazırlarken “biz şu yetkiyi istiyoruz” diye bir talep gelmediğini, sadece “ben, operasyonları yaparken koordinasyon yetkisini istiyorum” denildiğini anlatan Işık, “Getirilen düzenlemenin, EMASYA ile uzaktan, yakından alakası yok. Dünyanın bütün ülkelerinde normal güvenlik güçlerinin kendi imkanlarıyla müdahale edemediği, merkezi planlama gerektiren operasyonlarda askerin görevlendirilmesi hususu vardır. Şu anda bizim önerdiğimiz düzenleme bunun dışında değildir.” dedi.
“Asker, milletin emrindedir, başbakana karşı sorumludur. Bütün görevlerini kanunların ve Anayasa’nın çizdiği çerçevede ifa etmenin gayreti içerisindedir.” diyen Işık, milletvekillerinin değerlendirmelerine de cevap verdi.
Bakan Işık, “valilerin operasyon emrini imzalamadığı” iddialarının da doğru olmadığını belirterek, “Bir terör örgütü şehirlere bomba yerleştirecek, bundan valinin haberi olacak da operasyon yetkisi vermeyecek, bu akla muhal bir şeydir. Şunu biliyoruz dağda terörist var, 35-40 senedir dağda terörist vardı. Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığını biliyoruz.” ifadesini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına paralel devlet yapılanmasının yaptığı insafsızca hareketlerin ve onlara yönelik tüm konuların yargıya intikal ettirildiğini hatırlatan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evet biz bu konuda hata yaptık. Bu örgütün bir takım güç merkezleriyle işbirliği yaparak Türkiye Cumhuriyeti aleyhine çalışacağını öngöremedik. Bunu da milletimize ifade ettik. Milletimiz de ‘evet sen hata yaptın ama bunu bilerek yapmadığın için bu konuda seni cezalandırmıyorum” dedi.”
Işık, kumpas davalarında mağdur olan askerlerin mağduriyetlerinin giderilmesiyle ilgili yasa tasarısının şu anda kamu kurumlarının görüşlerine açıldığını, bu çalışma üzerinde durduklarını söyledi.
Milli Savunma Bakanı Işık, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının uygulanmasında da hassas davrandıklarını ancak bu konuda askeri disiplini bozmamaya önem verdiklerini vurguladı.
HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş’ın tasarıya ilişkin “siyaseti öteleyen, askeri vesayeti getiren” değerlendirmesinin de kabul edilemez olduğunu ifade eden Işık, tasarıyla bölge halkının tüm haklarının güvence altına alan etkin güvenlik tedbirlerinin öngörüldüğünün altını çizdi.
Işık, HDP’li Ataş’ın Ermenilere ilişkin değerlendirmelerine de şöyle yanıt verdi:
“1914-1918 şartlarında sadece Ermeniler acı çekmedi. O dönemde Anadolu’da yaşayan bütün topluluklar acı çekti. Türkler de acı çekti, Kürtler de acı çekti, tüm topluluklar acı çekti. Bunu bir tek Ermenilerin acısını, ‘soykırım’ diye yutturmaya çalışan dünyanın, Türkiye üzerine hesap yapan bazı ülkelerin bu noktadaki yutturmasını mazur gösterecek hiçbir görüşe katılmamız mümkün değil.
Filistin benzetmesi de başlı başına ayrı bir talihsizliktir. Filistin kendi vatanı için mücadele eden ülke konumundadır. Ama Türkiye Cumhuriyeti Kürt’üyle, Türk’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle bütün Anadolu’da yaşayan insanların kurucusu olduğu bir devlettir. Bu devlet hepimizin, bu ülke hepimiz.”
“Türkiye, 90’lara dönmeyecek”
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin 90’lı yıllara döndüğü, döneceği değerlendirmelerini de talihsizlik olarak niteleyerek, “23 Temmuz 2015’te gece yatağında hunharca şehit edilen polisler için bu tepki neden verilmedi. ‘Hayır terörle olmaz’ diye neden konuşulmadı. Türkiye 90’lara dönmeyecek, Türkiye’nin 90’lara dönme iradesi olsaydı, bu operasyonlar bu kadar uzun sürmezdi.” diye konuştu.
Terör örgütüne karşı yapılan operasyonlarda asker ve polisin sivillere zarar vermemek için büyük hassasiyet gösterdiğini vurgulayan Işık, “Bu hassasiyet bundan sonra da sürecek ama bilmeliyiz ki hiçbir devlet kendi egemenlik alanında başka bir yapıya müsaade etmez, edemez. Hele hele terörle Türkiye Cumhuriyetini dize getirmeye çalışan güç odaklarına, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara karşı da Türkiye Cumhuriyeti diz çökmez. Bu anlayışla bu yasa tasarısı hazırlandı.” dedi.