GENÇ TÜRKİYE ZİRVESİ

Mayıs 23, 2014  

IMG_8445IMG_8401

“Yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısı, ancak gelişmiş demokrasinin olduğu bir iklimle ortam bulacaktır”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, bir fikrin Ar-Ge aşamasından ticarileşmesine kadar olan sürecin en güvenli şekilde geçilmesi için önemli ve özel programlar uyguladıklarını belirterek, tek dertlerinin oluşan fikrin ticarileşmeden “fikirler mezarlığı”na gitmemesi olduğunu söyledi.

Bakan Işık, bu yıl “İnovatif Düşün, Geleceği Yönet” temasıyla gerçekleştirilen Genç Türkiye Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden madencilere rahmet dileyerek, “Onların değerli ailelerine ve bütün milletimize sabır, metanet ve başsağlığı diliyorum” dedi.

İnovatif düşüncenin hayatın her alanında olduğu gibi madencilik sektöründe de bir yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Işık, “Maalesef, karbonmonoksit seviyesi yükseldiği zaman üretim aksamasın diye alarm veren cihazları kapatmak yönünde değil de işçi sağlığı ve iş güvenliğini inovatif yaklaşımla sürekli gündemde tutan bir anlayışla ve daha çok bilgi ve teknoloji yoğunluklu üretimle madencilik sektörümüzün gelişmesini temenni ettiğimi, bunun mutlaka olması gerektiğini ifade ediyorum” diye konuştu.

“İstanbul’da vandalların çıkardığı olaylarda hayatını kaybeden Uğur Kurt kardeşimize de Allah’tan rahmet diliyorum” diyen Işık, demokrasiyi, ülkeyi istikrarsızlaştırmak için bir araç gibi gören zihniyetin mutlaka duvara toslayacağına inandığını dile getirdi.

Demokrasinin herkesin birlikte mutlu, huzurlu, karşılıklı anlayış, sevgi ve saygı çerçevesinde bir arada bulunmasını sağlayan yönetim biçimi olduğuna işaret eden Işık, demokrasiyi yönetememe zaafiyeti için kullanmaya çalışanların yanılacaklarını söyledi.

 

“Firmalarımızı Ar-Ge ve yenilikçilik yapın diye zorluyoruz”

Düşük teknolojili ürünlerin üretim ve ihracat içindeki payının 12 sene önce yüzde 47 olduğunu, bugün ise yüzde 25’ler seviyesine kadar gerilediğine dikkati çeken Işık, yüzde 47 olan orta teknolojili ürünlerin payının da yüzde 65’lerin üzerine çıktığını ifade etti.

2023 yılında ise gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüksek teknolojili ürünlerin üretim ve ihracat içindeki payını, yüzde 20’ler seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Işık, şöyle devam etti: “Orta gelir tuzağına düşmemek için ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretim yapısını geliştirmenin planlarını yapıyor, Ar-Ge’ye, inovasyona, tasarıma ve markalaşmaya büyük önem veriyoruz. Üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek ve bilimsel bilgiyi ticarileştirmek amacıyla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerini güçlendiriyoruz. Bakanlığımız ve bağlı, ilgili kuruluşlarımızla birlikte işletmelerimize çok önemli miktarlarda Ar-Ge destekleri veriyoruz. Eskiden firmalarımız destek almak için devletin kapısını aşındırırdı. Şimdi ise biz firmalarımızı Ar-Ge yapın, yenilikçilik yapın diye zorluyoruz.

TÜBİTAK’ın özel sektöre Ar-Ge ve yenilik destek ve teşvikleri 2003-2013 yılları arasında 8,4 kat arttı. TÜBİTAK, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (2011-2016) kapsamında, öncelikli alanlarda, teknolojik yeterlilik ve bilgi birikiminin artırılması ve özgün teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla yeni destek programları uygulamaya başladı. TÜBİTAK’ın 1512-Girişimcilik Aşamalı Destek Programı ile yenilikçi iş ve fikri olan girişimcilere iş kurmasından üretim aşamasına kadar geçen bütün süreçte yaptıkları çalışmalara destek veriyoruz. Bu program kapsamında 2012 yılında 112 Ar-Ge firması kuruldu. Bu programla bağlantılı olarak, 1512/B programı başlatılarak girişimcilerin özel sektörle birlikte firma kurmasını destekliyoruz.”

Işık, 1514-TÜBİTAK Girişim Sermayesi Destekleme Programı ile ekonomiye katma değer sağlayabilecek yenilikçi ürün, süreç, bilgi ve teknoloji geliştirme ve üretme potansiyeli bulunan KOBİ ölçeğindeki şirketlerin başlangıç aşamalarındaki finansman ihtiyaçlarını karşıladıklarını dile getirdi.