IŞIK “TARİHİ MİRASA SAHİP ÇIKMAK MİLLİ BİR GÖREVDİR”

Aralık 29, 2010  

IŞIK “TARİHİ MİRASA SAHİP ÇIKMAK MİLLİ BİR GÖREVDİR”

Ak Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı Kocaeli Milletvekili Fikri Işık TBMM’de Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı kurulması hakkındaki kanunun tümü üzerinde Ak Parti grubu adına 20 dakikalık konuşma yaptı.

TBMM’de kabul edilen kanun ile bundan sonra taşınır tarihi mirasımız olan nadide yazma eserler yeni kurulan kurum tarafından korunup muhafaza edilecek; kitapların bakımı, onarımı, korunması; yeni nesillerin hizmetine sunulması sağlanacak. Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı; merkezi İstanbul’da olacak şekilde 392 personelle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet verecek.

TBMM’de Milli Eğitim, Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi olan Işık yaptığı konuşmada :

“Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

472 sıra sayılı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bugün görüştüğümüz yasa tasarısı ki inşallah bütün grupların ve milletvekillerinin desteği ile yasalaşacağına inanıyorum, ülkemizin ve en önemlisi dünyanın kültür mirası olarak kabul ettiği hazine değerindeki el yazması eserlerin; bakımı, onarımı, korunması; bilimin, edebiyatın ve sanatın hizmetine sunulması açısından son derece önemli bir kurumun kuruluşunu gerçekleştireceğiz.

IŞIK “TARİHİ MİRASIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ”

Son zamanlarda, özellikle Ak Parti iktidarında unutulan, yıkılmaya, yok olmaya yüz tutmuş pek çok eserimiz ele alınmış; gerekli çalışmalar yapılmış ve insanlığın hizmetine sunulmuştur. Süleymaniye camiinden, Aydın Nasuhpaşa Külliyesine, Niğde Ulukışla Kervansarayından, Samsun Büyük Camiine,  Van Hüsrevpaşa Camiinden, Yenikapı Mevlevihanesine, Akdamar Kilisesinden, İskenderun Süryani Katolik Kilisesine kadar pek çok eser restore edilmiştir. Örnek vermek gerekirse Vakıflar Genel Müdürlüğümüz Ak Parti iktidarına kadar

1996-2002 yılı arası sadece 56 eser restore etmişken, 2003-2010 döneminde 3484 eseri restore ederek ülkemizin ve insanlığın hizmetine sunmuştur.

Bu çalışmalar sadece yurt sathında kalmamış, ecdadın ayak bastığı ve eserler bıraktığı her yerde bu yeniden ayağa kaldırma işlemi yapılmaya başlanmıştır. Orhun kitabelerinden, Sultan Murat Han’ın Türbesine, Medine Tren İstasyonundan, Mostar Köprüsüne,  Sultan Sencer Türbesinden, Kırım’daki Zincirli Han’a, Sudan’daki Osmanlı eserlerinden,  Karadağ’daki Fatih Sultan Mehmet Camiine doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm tarihi mirasımıza sahip çıkılmaktadır.

YAZMA ESERLER TAŞINIR KÜLTÜR VARLIKLARIDIR

Kültür varlıkları sadece taşınmaz eserlerden ibaret değildir. Hazine değerinde; Türkiye ve dünya bilimine, sanatına katkıda bulunan ve bulunacak olan paha biçilmez taşınabilir kültür varlıklarına da sahibiz. Taşınabilir kültür varlıklarının en önemlilerinin başında hiş kuşku yok ki “yazma eserler” gelmektedir. Bu eserlerimizin öncelikle korunması, gün yüzüne çıkarılması ve gelecek kuşaklara aktarılması her birimiz açısından milli bir görevidir.

Bugün itibariyle bakanlığa ait koleksiyonlarda 170 bine yakın yazma eser ve 240 bin civarında eski harfli basma eser bulunmaktadır.

Dünyadaki yazma ve nadir eserlere yönelik çalışmalar ile bu eserlerin saklandığı birimlerin idari ve teknik yapılarını incelediğimizde uzman personel kapasitesi, binaların fiziki durumları, teknolojik imkânlar ve maddi kaynaklar açısından oldukça geride olduğumuz gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu söylediklerimden halen yürütülmekte olan kütüphanecilik faaliyetlerini yetersiz görme veya değersizleştirme gibi bir sonuç çıkarılmasın. Çünkü ilgili olan, faaliyetlerinden yararlanan herkes bilmektedir ki; gerek Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü bünyesindeki kütüphaneler, gerekse Milli Kütüphane Başkanlığı son derece özenli ve özverili bir şekilde çalışmaktadır. Amacım genel kütüphaneciliğin çalışma tarzı ve bakış açısının yazma eserler konusunda eksik ve yetersiz kaldığı gerçeğini ifade etmektir.

Gerçekten de günümüzde ulaşılan yeni teknik bilgi ve teknolojilere bağlı olarak, yazma eserlere ilişkin koruma, restorasyon, içerik tespiti, sanatsal açıdan inceleme yöntemleri geliştikçe, mevcut yapılanma ihtiyacı karşılamamakta, kısıtlı ve yetersiz kalmaktadır.

Maddi kaynaklar, uzman personel, fiziki durumlar değerlendirildiğinde bu görevlerin Genel Müdürlük bünyesindeki bir şube müdürlüğü ve buna bağlı kütüphanelerce gerçekleştirilmesinde sıkıntı ve zorluklarla karşılaşılmaktadır.

İHTİSAS KURUMU NİTELİĞİNDE YENİ BİR KURUMSAL YAPILANMAYA İHTİYAÇ DUYULMUŞTUR.

Aktarmaya çalıştığım bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere, yazma eserlerle ilgili özellikli ve nitelikli görevlerin yerine getirilmesi; nitelikli personel yetiştirilmesine ve istihdamına, yazma eserlere uygun fiziki şartların ve mekânların hazırlanmasına, yönetim sorunun çözümlenmesine ve gerekli kaynakların sağlanmasına bağlıdır.

İşte bu sebeplerle, taşıdığı değerli bilgiler dışında nitelikleri itibariyle bizatihi kültürel birer varlık olan yazma eserlerin, hak ettiği ve olması gerektiği şekilde değerlerine uygun olarak orijinal haliyle korunması, gelecek kuşaklara aktarılması, bunlarla ilgili bilimsel çalışmaların yapılması, içerik tespiti yapılarak bilim ve sanat dünyasının hizmetine sunulması gibi işlevleri yerine getirebilecek ihtisas kurumu niteliğinde yeni bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç duyulmuştur.

YAZMA ESERLER GELECEK NESİLLERE AKTARILACAK

Görüşülmekte olan Tasarının yasalaşması ile taşıdığı kültürel, tarihsel, bilimsel, sanatsal vb. içeriği nedeniyle belge olma özelliğinin yanı sıra, sanatsal ve kültürel formu nedeniyle de kültür varlığı değeri taşıyan yazma ve nadir basma eserlerin hak ettikleri şekilde uzman ellere teslim edileceği, restorasyon ve konservasyonunun sağlanacağı çağdaş bir kurum yapısı ortaya çıkacaktır.

Böylece; gelişen bilim ve teknolojinin izinde, araştırma ve geliştirme çalışmalarının yürütüleceği, bilimsel yayınların yapılacağı böyle bir ortamda, korunması ve iyileştirilmesi sağlanacak bu eserler, medeniyetimizin ve kültür mirasımızın en kıymetli unsurları olarak gelecek nesillere aktarılabilecektir.

Sözlerime son verirken ülkemizin kültür ve sanat mirasının yaşatılması, korunması gelecek nesillere aktarılması, kültür ve sanat birikimimizin zenginleştirilmesi açısından son derece önemli görevler ifa edeceğine inandığım Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı kanunun ve kuracağımız başkanlığın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. “dedi