IŞIK “EĞİTİM KALKINMADA EN ÖNEMLİ UNSURDUR”

Kasım 15, 2012  

IŞIK “EĞİTİM KALKINMADA EN ÖNEMLİ UNSURDUR”

Ak Parti Kocaeli Milletvekili TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Sözcüsü Fikri Işık Meclis Genel kurulunda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer hakkında verilen gensoru üzerine Ak Parti grubu adına 20 dakikalık konuşma yaptı. Işık Yaptığı konuşmada

“ Sayın Başkan, değerli   milletvekilleri;

Milliyetçi Hareket Partisine mensup 22   milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer hakkında vermiş   olduğu gensoru önergesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.   Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gensoru,   Anayasa’mıza göre en ciddi denetim aracı. Muhalefetin, bu denetim aracını   kullanması da en tabii hakkıdır. Ancak bu hakkın kullanılması sadece ve   sadece denetim için olmalıdır; bir kanun tasarısının görüşülmesinin   engellenmesi, Meclis çalışmalarının yavaşlatılması, Genel Kurul   çalışmalarının sekteye uğratılması amacına yönelik olmamalıdır. Yine de bu   vesileyle AK PARTİ’nin eğitime yaklaşımını, AK PARTİ’nin eğitim   politikalarını ve AK PARTİ’nin eğitimde yaptığı icraatları anlatmamız   noktasında bize bir fırsat verdiği için kendilerine teşekkür ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, burada konuşulanların tamamına   yakını bu kürsüden neredeyse on yıldır konuşuluyor, Sayın Bakanın   şahsiyetiyle ilgili konuları kenarda tutarsak on yıldır konuşuluyor ve on   yılda şu Meclis 7 defa halka gitti; 2002, 2004, 2007, 2007 referandumu, 2009,   2010 referandumu, 2011 seçimleri. Bu söyledikleriniz ve burada söylemediğiniz   çok daha ileri iddialar halkın görüşüne soruldu. Halk dedi ki: “Yani   muhalefetin gözü kapalı olabilir ama benim gözüm kapalı değil.” Ve   muhalefete gereken dersi verdi ama anlaşılan, bu derslerden, bu sonuçlardan   yeterince ders çıkarılmamış.

Eğitim Her Alandaki Kalkınmanın En   Önemli Unsurudur

Şimdi bakın, değerli arkadaşlar, biz öncelikle, AK   PARTİ olarak eğitimi, her alandaki kalkınmanın en önemli unsuru olarak   görüyoruz. Refah toplumuna ulaşmanın ve güçlü bir geleceği yakalamanın   olmazsa olmazı görüyoruz eğitimi. Güçlü bir toplum hedefini gerçekleştirmek   için de en temel hizmet alanı olarak görüyoruz eğitimi. AK PARTİ olarak biz   eğitimi, insanımızın yaşam kalitesini yükselten, ülkemizin insan kaynağını   çağdaş dünyayla rekabet edebilir donanıma kavuşturan ve hayat boyu süren bir   etkinlik olarak görüyoruz.

En Büyük Bütçeyi Eğitime   Ayırıyoruz

Değerli arkadaşlarım, bir iktidarın bir konuya   yaklaşımındaki en önemli göstergelerden birisi bütçedir; bütçeden o kuruma, o   konuya ayırdığı paydır. Bakın, AK PARTİ İktidarı dönemlerince eğitime ayrılan   bütçe en büyük bütçe olmuştur.

Biz bütçeden on yıldır kesintisiz olarak en fazla   parayı eğitime aktarıyoruz. Bir iktidarın eğitime bakışını bundan daha güzel   anlatacak ne vardır?

Biz iktidarı devraldığımız 2002 yılının bütçesinde   eğitim 7,5 milyar lira; gayrisafi hasılanın yüzde 2,13’ü. Bakın, 2012 yılında   bu rakam, değerli arkadaşlarım, tam 39,1 milyar liraya çıkıyor yani yaklaşık   6 kattan fazla artıyor.

181 Bin Derslik Yaptık

Şimdi 2013 bütçesinde -inşallah, sizlerin de   desteğiyle geçeceğine inanıyorum- bu rakam 47,5 milyar liraya yükseliyor.   Yani 7,5’a 40 milyar -40 katrilyon eski parayla- ilave etmişiz.

Arkadaşlar, ben şunu çok merak ettim: “Ya biz   181 bin dersliği Türkiye’de değil de acaba Yunanistan’da mı yaptık?”   Yani biraz önce muhalefet partisine mensup arkadaşlarımız öyle konuştu ki   sanki bu derslikler Türkiye’de yapılmamış. 181 bin derslik, 880 öğrenci   pansiyonu, bin spor salonu, 14 bin yeni laboratuvar bu ülkede yapılmamış.   Hayır, bunların tamamı bu ülkede yapıldı ve bu ülkenin evlatları için   yapıldı. Bunları siz görmeyebilirsiniz, görmemezlikten gelebilirsiniz,   vatandaşın görmesini engellemek isteyebilirsiniz ama milletimiz gerçeği   görüyor.

92 Yeni Üniversite

Değerli arkadaşlarım, mevcut 76 üniversiteye 92 yeni   üniversite AK PARTİ İktidarında ilave oldu. Bugün, yükseköğretim yurt   kapasitesini 185 binden 350 bine AK PARTİ İktidarı çıkardı. O koğuş tipi   yurtlardan artık otel tipi yurtlara AK PARTİ İktidarında geçtik. Bunları bu   ülkede yaptık. 1 milyon yeni bilgisayar, tüm okullara İnternet erişimi, sekiz   derslikli okulların üzerindeki tüm okullarda bilgi teknolojisi sınıfını AK   PARTİ İktidarı gerçekleştirdi. Bu ülkede FATİH Projesi’ni AK PARTİ başlattı.   FATİH Projesi’yle bütün sınıflara tüm donanımlarıyla birlikte akıllı tahta,   her öğrenciye tablet bilgisayar, her öğrenciye elektronik içerik. Ya insanın   öğrenci olası geliyor. Öyle güzel içerikler hazırlanmış ki İnternet’te   tıklıyorsunuz, artık o klasik öğrenme yöntemlerinin çok dışına çıkılmış görsel,   eğlenceli, fevkalade güzel öğretim metotlarının kullanıldığı elektronik   içerikler var arkadaşlar, bunları görmeyebilirsiniz, ama halkın görmediğini   zannetmeyin.

Burs ve Yurt İmkânlarını Arttırdık

Bakın, Türkiye’de AK PARTİ iktidarı döneminde   eğitimde fırsat eşitliği noktasında çok büyük adımlar atıldı. Ücretsiz kitap   dağıtımı tüm öğrencilerimize, şartlı nakit transferi, fakir çocuğa   “Yeter ki evladım sen oku, ben senin eğitim masraflarını karşılıyorum”   diye, devlet çocuğa, her öğrenci başına ailesine, annesine para yardımı   yapıyor. İlköğretim bursları, 95 bin öğrenciye 12 lira verilirken, bugün 234   bin öğrenciye 121 bin lira verilir hâle geldi.

Taşımalı eğitim sistemi yaygınlaştırıldı,   ortaöğretim kapsama alındı.

“Haydı Kızlar Okula” gibi bir sürü   kampanyayla Türkiye’deki eğitim seviyesi ve kız öğrencilerimizin dezavantajlı   durumları telafi edildi.

Engellilere engelsiz eğitim noktasında çok ciddi   adımlar atıldı.

Bakın değerli arkadaşlar, burs, kredi ve yurt imkânı   AK PARTİ döneminde rekor kırdı. 45 lira olan burs 260 liraya çıktı, daha da   inşallah yılbaşında artacak.

Beslenme yardımı 180 lira oldu.

Yıllardır Konuşulan Harçları Kaldırdık

Değerli arkadaşlar, en önemlisi, bu ülkede taa   YÖK’ün kurulduğundan beri “Kaldırılsın” denilen harçlar kaldırıldı   değil mi. Şimdi bunları görmezlikten gelmek mümkün mü?

Ama değerli arkadaşlar, bunları genelde dünyada   sosyal demokrat iktidarlar yapmayı hedefler. Sosyal demokratlar bu işin   gerçekten kendileri açısından önemli olduğunu düşünür, ama Türkiye’de bütün   bu icraatları, başarıları AK PARTİ hayata geçirdi. E biraz kıskançlık   dolayısıyla bütün bunların üstünü örtmek amacıyla o onu dedi, bu bunu dedi,   şu şuraya gitti, bu buraya geldi, bu bunu aldı, bu bunu verdi; yok, bunların   üzeri örtülmez. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde yazılacak çok   önemli başarılardır, bunların üzeri örtülmez.

10 Yılda 357 Bin Öğretmen

On yılda 357 bin öğretmen almış bir iktidarız.

Bakın, 2012 yılında 57 bin öğretmen almışız. Eğitim   kadromuza 357 bin yeni öğretmen koymuşuz arkadaşlar.

“Öğretmenlik itibarını düşürdünüz.”   diyorsunuz. Ya, öğretmenlik itibarı düşse, öğretmenlikle öğretmenliğe yönelik   mesleğin giriş puanı düşer mi yükselir mi? Eğer itibar düşse puanlar düşer.   Bugün, şu anda en yüksek puanla alınan yükseköğretim kurumları neredeyse   eğitim kurumları hâline geldi.

Bakın, maaşlardan bahsedildi sevgili arkadaşlar,   burada maaşlardan bahsedildi. Size bir tek rakam vereyim, gerisini insafınıza   bırakayım. 2002 yılında 9/1 bir öğretmen ek ders dâhil 635 lira alıyor.   Bugün, 2012 yılında aynı öğretmen ek ders dâhil 2276 lira alıyor.   Türkiye’deki enflasyonun yüzde 130 olduğunu düşünürseniz, öğretmenlerin   enflasyonun altında ezdirilmediği, aksine durumlarının gerçekten   güçlendirildiği açık görülüyor.

Ulusal Öğretmen Stratejisi   Hazırlanıyor

Ha, bunu da yeterli görmüyoruz. Şimdi, yeni öğretmen   strateji çalışmaları devam ediyor. Bu yeni stratejide öğretmenlerimizin   konumlarının ve özlük haklarının geliştirilmesine yönelik yeni çalışmaların   olduğunu gayet iyi biliyorum. Eğitime hazırlık ödeneğinin 2002’de 175 liradan   bugün 700 liraya çıkarıldığını söylemek durumundayım.

Değerli arkadaşlarım, bugün derslik başına 36’dan   30’a düşen öğrenci sayımız var. Bugün öğretmen başına 28’den 21’e düşen   öğrenci sayımız var.

Bir başka şey daha söyleyeyim: Şimdi, diyor ki:   “İşte, efendim, okul öncesi zorunlu hâle getirilmedi.”

Değerli arkadaşlarım, biz bunu 4+4’te çok konuştuk.   Okul öncesini siz hukuki zorunluluk yaparsanız vatandaşınızı mağdur   edersiniz. Yani, vatandaşa zorunlu olmayacak ama idareciye zorunlu olacak.   Hukuki zorunluluk yok, idari zorunluluk var. Bir valinin başarısı ilini okul   öncesinde hangi noktadan hangi noktaya getirdiğiyle ölçülüyor. Bir kaymakamın   başarısı, bir millî eğitim müdürünün başarısı okul öncesindeki başarısıyla   ölçülüyor. Bunları görmemezlikten gelmek mümkün değil.

Tabii, konuşulacak çok fazla şey var ancak şunu   ifade edeyim bu gensorunun hiçbir gerekçesi gerçekliğe dayanmıyor, subjektif   değerlendirmelere dayanıyor. AK PARTİ olarak gensorunun aleyhinde olduğumuzu   ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. “ dedi.