Milli Savunma Bakanı Işık, Kocaeli’de

Kocaeli’nin Çayırova ilçesindeki TEM Otoyolu OSB Köprülü Kavşağı’nın tanıtım töreninde konuşan Bakan Işık, açılışını yaptıkları kavşağın sadece OSB’lerde çalışanlar için değil Kocaeli için de büyük bir önem taşıdığını söyledi.

Karayolları Genel Müdürlüğü ile Kocaeli’nin önceliğinin bazen farklılaşabildiğini ve bu noktada devreye yerel siyaset ve yerel yönetimlerin girdiğine dikkati çeken Işık, 2013’te trafik sıkıntısını çözmek için bölgeyi adım adım gezdiklerini, en son 4 OSB’ye doğrudan giriş-çıkış verme kararı aldıklarını ve yoğun bir proje çalışması başlattıklarını anlattı.

Işık, uzun uğraşların sonunda ortaya güzel bir proje çıktığını dile getirerek, “GOSB, TOSB, Plastikçiler ve Güzeller Organize Sanayi Bölgeleri taşın altına elini koydu. Yükün ağırlığını da Büyükşehir Belediyesi üstlendi ve kısa bir sürede bu projeyi hayata geçirdik.” diye konuştu.

Büyükşehir Belediyesi ile Organize Sanayi Bölgelerinin iş birliği yaparak bölge için hayati önemde bir kavşağı hızla hayata geçirebilmesinin Türkiye’nin gücünü gösterdiğini vurgulayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi Kuzey Marmara Otoyolu inşallah kısa sürede hizmete girecek. Kuzey Marmara Otoyolu hizmeti girdiği zaman bölgemizde ulaşım yükünün bir kısmı oraya taşınacak. Onun da hem Gebze hem Kocaeli bağlantılarıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dilovası ve Osmangazi Köprüsü’nün bağlantısı şu anda projenin içerisinde var. Hedefimiz Derince ve İzmit’ten de tam anlamıyla sağlamak ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun şehrimizin trafik yükünü önemli ölçüde üzerine alması. Güney Marmara Otoyolu’nun da bu yıl ihalesini yapmayı hedefliyoruz. Bu ayın sonunda ÇED raporuyla ilgili toplantı yapılacak. Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımı da devam ediyor. İnşallah 2017’de Kaynarca, Karasu, Kandıra ve Ağva Yolu’nda da önemli ilerlemeleri sağlamış olacağız. Bu proje hayata geçince Karadeniz’den gelen trafik de doğrudan İstanbul’a geçmiş olacak.”

Bakan Işık, Türkiye’nin son dönemde çok büyük atılımlar yaptığına ama hem bölgede hem de dünyada gelişen olayların, Türkiye’nin çok daha hızlı ve dinamik olma zorunluluğunu ortaya çıkardığına işaret ederek, “Bizim karar alma süreçlerimiz daha hızlanmalı. Türkiye’nin bürokrasisini daha da hızlandırması, karar alma süreçlerini daha da hızlandırması artık bir mecburiyet haline geldi.” ifadelerini kullandı.

Şu anda Fırat Kalkanı Harekatı’nı yürüttüklerini hatırlatan Işık, “Türkiye bölgesindeki gelişmelere anında tepki verip gerekli müdahaleleri yapmadığı dönemde bunun ne kadar ağır bir faturayı bizim önümüze koyduğunu hepimiz biliyoruz. ‘Bana yönelik terör tehdidini sınırlarımın içinde değil terörün kaynağında başını ezerek ve o terör tehdidini kaynağında bertaraf ederim’ anlayışı Türkiye’nin bu noktada sonuç getiren adımlarını beraberinde getirdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Işık, gerek DEAŞ gerek FETÖ ve PKK ile sadece Türkiye’nin içinde değil dışında da mücadele ettiklerini vurguladı.

 “Yönetimde iki başlılığın kaldırılması lazım“

Tüm bu mücadeleleri sürdürürken Türkiye’nin karar alma süreçlerini hızlandırması gerektiğini dile getiren Işık, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin yönetiminde iki başlılığın kaldırılması lazım. Denizciler der ki ‘Bir gemiyi iki kaptan batırır.’ Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilince yönetimde iki başlılık oluştu. Bir tarafta halkın oyuyla seçilen cumhurbaşkanı diğer tarafta parlamenter sistemde güçlü olan başbakan. Şimdi inşallah referandumda bu çift başlılığı ortadan kaldırmak için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz. Halkımızın onayına sunuyoruz. Yakında referandum tarihi açıklanacak. İnşallah nisan ayının ilk yarısında referanduma gitmiş olacağız. Hedefimiz inşallah Türkiye’de bu çift başlılığı ortadan kaldırmak, karar alma süreçlerini kısaltma, Türkiye’nin çağın gerektirdiği dinamizmi yakalaması için çok daha tıkır tıkır işleyen bir sisteme kavuşmasını sağlamak.”

Bakan Işık, birileri bunu “rejim değişikliği” olarak yorumlasa da rejim değişikliğiyle uzaktan yakından alakası olmadığını aktararak, “Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kuruldu ve Türkiye rejimini belirledi. 1923’te Sayın Başbakanımızın da dediği gibi Türkiye’de rejim tartışması bitmiştir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bunun dışında hiçbir tanımlamayı kabul etmiyoruz ama Türkiye’nin yönetim sistemi değişikliğini de Türkiye için bir zaruret olarak görüyoruz. Daha hızlı karar alan, daha etkili uygulayan ve aldığı kararlardan dolayı da halkına hesap veren bir yönetim sistemini, bir yürütme organını oluşturmak artık bugünkü Türkiye açısından ve bölgemiz açısından bir zorunluluk haline geldi.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin çok önemli başarılar elde ettiğini ama almaları gereken epey mesafe olduğunu dile getiren Işık, bu mesafeleri kat etmek için birliği, beraberliği arttırmak durumunda olduklarını da sözlerine ekledi.