TÜRKİYE HAFİF TİCARİ ARAÇTA LİDER OLACAK

Mayıs 23, 2014  

 

IMG_8254J13A8196IMG_8222

 

“Türk demokrasisi ve ekonomisinin şoklara ne kadar dayanıklı olduğunun bir kez daha ortaya çıkmasıyla bu yatırım iştahında belirgin, gözle görülür ve somut ilerlemeler kaydediyoruz”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ford Otosan’ın Yeniköy Fabrikası’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, sanayide 3 öncelikleri bulunduğunu, ilkinin yerli üretim olduğunu söyledi.

Türkiye’nin sahip olduğu iç pazar, kaliteli iş gücü, 2 saatlik uçuş mesafesinde 1 milyar insana ulaşan coğrafi konumunun yerli üretim konusundaki avantajlarını ortaya koyduğunu anlatan Işık, yerli üretimi çok önemsediklerini, bunun için her türlü teşviki verdiklerini anımsattı.

Işık, ikinci önceliklerinin de teknolojik üretim olduğuna işaret ederek, artık Türkiye’de üretimde teknoloji düzeyinin artmasına önem verdiklerini dile getirdi.

Meclisin çıkardığı kanunlarla ülkenin “Ar-Ge merkezi” konumuna yükseldiğini aktaran Işık, “Türkiye’de şu an için 50’nin üzerinde Ar-Ge personeli çalıştıran 157 Ar-Ge merkezimiz var ama dün Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı, bu sayıyı 30’a düşürüyoruz. İnanıyorum ki Ar-Ge merkezi sayısı Türkiye’de hızla artacak” diye konuştu.

Işık, üçüncü önceliklerinin de temiz üretim olduğunu belirterek, “Biz bu toprakları sadece ecdadımızdan bize miras görmüyoruz. Aynı zamanda gelecek kuşakların üzerimizdeki emaneti görüyoruz. Onun için çevreye saygılı üretimi, üretim anlayışımızın temeline oturtuyoruz. Çevreye saygılı üretimde çok dikkat etmemiz gereken alan yine işçi sağlığı ve iş güvenliği boyutu. Biz ne kadar temiz üretime odaklanırsak inanıyoruz ki rekabet gücümüz o kadar artacak” ifadesini kullandı.

“Türkiye’de inanılmaz yatırım iştahı ortaya çıktı”

AK Parti olarak Türkiye’nin özel sektör yatırımlarıyla gelişmesini önemsediklerini vurgulayan Işık, büyümeye sürdürülebilir kimlik kazandırmanın yolunun özel sektör yatırımlarından geçtiğini ifade etti.

Işık, yüksek kalitede üretim becerisine sahip Türkiye’nin hem iç hem de dış pazar imkanları açısından son derece cazip olduğuna işaret ederek, ekonomi ve siyasette güven ve istikrar ortamı sayesinde büyüme, gelişme ve kalkınmayı sürdürdüğünü dile getirdi.

Özellikle bazı yapıların demokrasiye ayar vermek istediği dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği dik duruş, 30 Mart’ta sandıkta milletin verdiği ince ayar sonrasında ülkede inanılmaz yatırım iştahı ortaya çıktığını kaydeden Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Global şirketlerden peş peşe randevu talepleri geliyor. Türkiye’de yatırım yapmak arzusu ve isteği, artık somut yatırımlara dönmeye başladı. Türk demokrasisi ve ekonomisinin şoklara ne kadar dayanıklı olduğunun bir kez daha ortaya çıkmasıyla bu yatırım iştahında belirgin, gözle görülür ve somut ilerlemeler kaydediyoruz. İnanıyoruz ki önümüzdeki süreç, Türkiye hakkındaki tahminleri altüst edecek gelişmelere sahne olacak. Büyüme tahminlerinden sanayi üretimi tahminlerine, bütün bu tahminleri yapan kurum ve kuruluşlar ileri, pozitif yönde revize etmek durumunda kalacak.”

Işık, otomotiv sektörünün ülkenin üretim, ihracat, istihdam gibi verilerinde hep ilk sıralarda yer aldığına dikkati çekerek, “Otomotiv sektörü geçen yıl ihracatımızın yüzde 11’ini gerçekleştirdi. 2012 yılında 374 bin araç üretim kapasitemiz, 2013 yılında 1,1 milyona ulaştı. Özellikle ticari araç üretiminde mükemmellik, yetkinlik merkezine dönüşmüş durumdayız. 2013 yılı sonu itibarıyla Türkiye, Avrupa’daki en büyük hafif ticari araç üretim merkezi haline geldi” ifadesini kullandı.

Ford’a binek otomobil çağrısı

İç pazarda 2002’de 90 bin olan binek otomobil satışının geçen yıl 600 bini geçtiğini vurgulayan Işık, “Güçlü satış rakamlarına rağmen henüz Türkiye’de bin kişi başına düşen araç sayısı 165. Avrupa’da bin kişi başına düşen araç sayısı 553. Bu, iç pazarın daha ne kadar önemli potansiyele sahip olduğunun da güzel bir göstergesi ancak şu anda iç pazarda satılan otomobillerin neredeyse yüzde 80’ini ithal ediyoruz. Bu vesileyle Ford’un değerli yöneticilerine sadece hafif ticari araçta değil, binek otomobilde de Türkiye’de yerli üretim yapmalarını beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Işık, iç tüketimi kısmak ve biraz frene basma ihtiyacı hissettiklerini ancak bu sorunu orta vadede tüketicilerin tercih edeceği modelleri üreterek aşmayı düşündüklerini dile getirerek, şunları dile getirdi:

“Daha da önemlisi bu sorunu kalıcı olarak kendi marka, model ve tasarımlarımızı oluşturarak aşabiliriz. Yine bu sorunu çözümü noktasında özellikle elektrikli ve hibrit araçlar konusuna daha da yoğunlaşarak Türkiyemizi otomobilde de üretim üssü haline getirebiliriz. Son zamanlarda sektörün Ar-Ge ve tasarım bağlamında çok daha fazla kaynak ayırmaya başladığını görüyoruz. Örnek vermek gerekirse, içinde bulunduğumuz bin 300 kişilik Ar-Ge mühendislik kadrosuyla Türkiye’nin özel sektördeki en büyük Ar-Ge organizasyonuna sahip. Bu 2008 yılında çıkarılan Ar-Ge Kanunu’nun çok güzel tezahürü. Yine ülkemizde kurulu 157 Ar-Ge merkezinin 57’si otomotiv ana ve yan sanayisinde bulunan firmalar.”

Işık, Bursa’da kuracakları Avrupa’nın en büyük ikinci otomotiv test merkezi sayesinde üreticilerin yeni model ve tasarımları Türkiye’de geliştirme ve üretme imkanına sahip olacağını sözlerine ekledi.