YÜKSEK TEKNOLOJİYE GEÇMEK ZORUNDAYIZ
Aralık 12, 2014
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin şu andaki teknoloji düzeyinin orta olduğunu belirterek, “Bunu orta-yüksek ve yüksek teknolojiye çekmek bizim için artık bir seçenek değil zorunluluk” dedi.
Işık, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından Rixos Otel’de düzenlenen, “2023 Hedefleri Doğrultusunda Bilgiye Dayalı Ekonomiye Geçiş Konferansı’nda, Türkiye’ye yabancı yatırımcının gelmesinde YASED’in çok önemli roller üstlendiğini söyledi.
Bakan Işık, dünyadaki 1 trilyon 450 milyar dolarlık “doğrudan yabancı yatırımcı pastası”ndan, Türkiye’nin daha fazla pay alma potansiyeli olduğunu belirtti.
Global şirketlerin, yüksek karlılık dolayısıyla üretimlerini büyük oranda orta-yüksek ve yüksek teknolojili alanlara kaydırdığına dikkati çeken Işık, şöyle konuştu:
“Ar-Ge ile yüksek teknoloji arasındaki ilişkiyi, tavuk ve yumurta ilişkisine benzetiyorum. Ar-Ge’yi tavuk olarak düşünürseniz, yüksek teknoloji de yumurtadır. Tavuk olmadan yumurta olmuyor, Ar-Ge olmadan yüksek teknolojiye geçemiyorsunuz. Yüksek teknolojinin biriktirdiği katma değer olmadan Ar-Ge’ye tekrar dönemiyorsunuz. Ar-Ge’ye ne kadar fazla yatırım yaparsak, o kadar teknoloji üreteceğiz. Ne kadar yüksek teknolojiyle üretim yaparsak Ar-Ge’ye o kadar fazla yatırım yapma imkanımız olacak.”
– “Türkiye ölçek büyütmeli”
İşletmelerin ölçek büyüttükçe, ihracat, Ar-Ge ve tasarım yaptıkça, teknoloji düzeyini yükseltip karlılığını arttırdığını belirten Işık, Türkiye’nin de ölçek büyütmek için gayret göstermesi gerektiğini dile getirdi. KOBİ ölçeğindeki firmaların daha fazla ihracata yönlendirilmesi ve Ar-Ge’ye özendirilmesi gerektiğine değinen Işık, ülkenin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemini güçlendirmenin kaçınılmaz olduğunu, bu alana yatırım yapmadan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme yakalamanın mümkün olmadığını vurguladı.
Işık, Türkiye’nin artık düşük teknolojiyle ucuz emekten kaynaklanan üretimi sürdürme şansının olmadığını, teknoloji düzeyi yüksek ürünler üretmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin şu andaki teknoloji düzeyinin orta teknoloji olduğunu anlatan Işık, şöyle devam etti:
“Bunu orta-yüksek ve yüksek teknolojiye çekmek bizim için artık seçenek değil zorunluluk. Bunu yapmak için pek çok atılımı yapıyoruz. Kurumsal Ar-Ge’ye yönelik çok ciddi çalışmalar yaptık ve ürünlerini çok kısa sürede almaya başladık. Türkiye olarak maalesef Ar-Ge ve inovasyona teknolojiye yatırımda çok geç kaldığımız bir gerçek. Dünya bu işlere yoğun yatırım yaparken biz maalesef başka işlerle uğraştık. Çok geç başladık hızlı yol almamız lazım”
Işık, Türkiye’nin en önemli problemlerinden birinin yetersiz üniversite-sanayi işbirliği olduğuna dikkati çekerek, “Ar-Ge için en önemli unsur nitelikli insan unsurudur. Nitelikli insanı üniversite yetiştirecek. Ama Türkiye’de yakın zamana kadar üniversitelerin böyle bir derdi yoktu. Şimdi bu yavaş yavaş değişiyor”
“Yüksek teknolojili ürünlerin, Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin 5. bölge desteği alması için gerekli çalışmayı sonuçlandırdık” dedi.
Işık, 2023 Hedefleri Doğrultusunda Bilgiye Dayalı Ekonomiye Geçiş Konferansı’nda, uluslararası değerlendirmelerde Güney Kore ve Türkiye’nin sıkça karşılaştırıldığını belirtti. Işık, “1960’ta Güney Kore açtı. Bugün eğer Güney Kore dünyada bilim ve teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonda lider ülkelerden biri olduysa biz biraz kendimizi sorgulamalıyız” diye konuştu.
Işık, teknoloji geliştirme bölgelerinin daha işlevsel hale getirilmesi için çalıştıklarına dikkati çekerek, söz konusu bölgeleri organize sanayi bölgelerinin içerisinde kurmaya başladıklarını anlattı. Ar-Ge Merkezi Belgesi almak için gerekli olan en az 50 Ar-Ge personeli çalıştırma zorunluluğunu, 30’a düşürerek merkezlerin sayısını arttırmayı hedeflediklerini ifade eden Işık, KOBİ’lerin Ar-Ge yapmasını istediklerini ve bu yönde onları teşvik ettiklerini kaydetti.
Teknoloji geliştirme bölgelerindeki kira sorununa değinen Işık, “Bu soruna neşter vuracağız. Yani özellikle bazı maalesef teknoloji geliştirme bölgelerimiz biraz daha gayrimenkul noktasına kaymaya başladı. Orada neşteri vuracağız. Buna da belki bir sınır getireceğiz” ifadelerini kullandı.
– Türkiye’de 164 Ar-Ge merkezi var
Işık, Türkiye’de 164 Ar-Ge merkezi bulunduğunu ve birçok uluslararası firmanın Ar-Ge merkezlerini ülkeye taşımak istediğini belirterek, bu merkezlerde 20 bin 700 personelin çalıştığını söyledi. Bazı global ölçekli şirketlerin yalnızca bilgi sattıklarını belirten Işık, “Türkiye’nin sadece bilgi ihracatı 650 milyon dolar civarında. Hedefimiz ilk fırsatta 1 milyar doları geçmek. Ama ihracatımızın önemli bir kaleminin de artık sadece bilgi olmasını istiyoruz” dedi.
Bazı şirketlerin Türkiye’de Ar-Ge ve lisanslamasını yaptığını anlatan Işık, Türkiye’nin bu noktalara kısa sürede geldiğini vurguladı. Bundan sonraki süreçte “sıçrama” yapmanın çok daha kolay olacağına işaret eden Işık, yapılacak düzenlemelerin ekosistemi zayıflatmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Işık, Ar-Ge merkezlerinde çalışan personelin dışarıda Ar-Ge’nin devamı niteliğindeki çalışmalarını da destek kapsamına almaya yönelik çalışma başlattıklarını, bu konuda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüştüğünü dile getiren Işık, prensip kararı aldıklarını kaydetti.
Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Stratejisi ve Eylem Planının, Ekonomi Koordinasyon Kuruluna sevk edildiğini belirten Işık, “Çok ümitliyim 2017’nin sonunda Türkiye, Ar-Ge ve inovasyonda yüzde 1’lerin üzerine çıkmış olacak, pek çok gösterge bugüne göre iyileşecek. Çünkü, kimin ne yapması gerektiği tek tek yazıldı, kurumlara süre verildi ve bunlar artık adım adım hayata geçecek. Hedefimiz şu, kamuyu katalizör olarak görevlendirerek, Türkiye’de üniversite ve sanayiyi ayrılmaz ikili olarak buluşturmak” diye konuştu.
Işık, üniversite ve sanayinin işbirliği yapması halinde proje bedelinin yüzde 85’ine kadarını karşıladıklarını ve bunu neredeyse dünyada hiçbir ülkenin yapmadığını kaydetti.
– “Fikri mülkiyet en temel haklardan biri”
Yüksek teknolojili ürünlerin üretimine yönelik desteklere değinen Işık, şunları kaydetti:
“Şimdi yeni bir çalışma daha yapıyoruz. Artık yüksek teknolojili ürünlerin, Türkiye’nin neresinde üretilirse üretilsin 5. bölge desteği alması için gerekli çalışmayı sonuçlandırdık. İnşallah Ekonomi Bakanlığı ile yakında bu işi sonuçlandıracağız. Orta yüksek teknolojili ürünlerde de Türkiye’deki ilk 8 il hariç diğer illere 5. bölge desteği verilmesiyle ilgili çalışmayı da tamamladık. Türkiye’nin, Ar-Ge temelli yüksek katma değerli ürünleri üreten, refahını artışmış, dünyanın en yüksek gelirli toplumları arasına gelmesini istiyoruz.”
Işık, fikri mülkiyetin en temel haklardan biri olduğunu vurgulayarak, bütçe görüşmeleri bittikten sonra patent kanunu olarak bilinen düzenlemenin görüşüleceğini ifade etti.
Bürokrasinin en önemli sıkıntılardan biri olduğunu ve bakanlık olarak bürokrasinin azaltılması konusunda çalışma başlattıklarını anlatan Işık, “Türkiye’nin, Ar-Ge ve inovasyon, sanayi ve üretim alanlarında gereksiz zaman kaybına artık tahammülü yok” dedi.